11 Aralık 2013 Çarşamba

Tunguska 1908

Yazarın Notu: Birçok insan dünya ve uzayı birbirine çok yabancı olarak görmüştür. Tunguska 1908 yılında Sibirya'da gerçekleşen ve dünya ile gizemli uzay arasında yeni bir bağlantı kuran bir olaydır. Birçok bilim adamı bu olayın gizemini hala çözememektedir. Ben bu olay için birçok teori düşünüyorum. Peki siz?

                                                          TUNGUSKA 1908

30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında gerçekleşen bir gök patlamasıdır. Sibirya'nın  orta kesimlerinde adını verdiği Tunguska Nehri yakınlarında gerçekleşmiştir. Çevredeki halkında anlattığına bağlı olarak saniyede 100.000 kilometrelik bir hızlı atmosfere girdiği ve yaklaşık bir milyon ton ağırlıkta olduğu tahmin edilmektedir.

Bölge halkı ilk önce gökyüzünde bir parıltı gördüklerini sonra bu parıltının gittikçe büyümekte olan bir alev topu gibi yaklaştığını görmüştür. Çarpmanın şiddetiyle halk çok büyük bir sarsıntı olduğunu ve çevredeki yapıların bu sarsıntı nedeniyle zarar gördüğünü bildirmiştir. Çarpışma 2,150 kilometre karelik bir alanın 800 kilometre uzaktan dahi görülecek şekilde alevler ile korkunç bir şekilde kül olmasına neden olmuştur.

Birçok bilim adamı bazı geceler Avrupa'nın Sibirya'nın gökyüzünü yanıyor gibi ışıldayarak görmesini bu çarpışmaya bağlar. Teoriye göre meteor yeryüzüne yakın bir yerde patlayarak havaya bir toz katmanı yaymış ve o günden sonra gecelerin ışıklarla dolmasına sebep olmuştur. Bu ışıklar öyle yoğun olurlar ki rahatlıkla insanlar geceleri dışarıda kitap okuyabiliyor.  

Tunguska olayının en büyük ve etkili tanığı olan patlamayı yakın bir tepeden olayı izleyen Kulik defterine bazı notlar aldı. Ona göre patlama hiçbir insana zarar vermemesine rağmen büyük bir alanda etkili olmuş ve birçok canlının yok oluşuna sebep olmuştu. patlamadan bir süre sonra ağaçların incecik dallar gibi topraktan çıkması tuhaf bir his veriyordu. 

Bilim adamları patlamanın tuhaf bir radyasyon yayarak çevredeki bazı canlıların kalıtsal değişikliğe uğradığını keşfetti. Bu tuhaf radyasyon hayvanların vücut şekillerinde değişime neden olmuştu. Buna en büyük örnek üç arka bacağa sahip olan kurbağaydı.

Olayı asıl önemli kılan şey ise patlamadan 13 yıl sonra bu bölgeye araştırma için gelindiğinde devasa bir taşın hayalinin yok olduğuydu. patlamadan geriye kalan sadece büyük, kül olmuş bir araziydi ve meteor yerinde yoktu. Kulik bu araştırmanın başında olarak uzun bir süre boyunca taşı aradı. fakat nehrin suyunu çekip arasalar da meteordan hiçbir iz yoktu.

Taşın kayboluşu üzerinde en çok etki yapan teori taşın Tunguska yani atmosferle temas halinde yok olan bir maddeden oluşuydu. Tunguska olayı adını buradan alıyordu. Fakat bu olay üzerinde fazla durulmadı ve önemsiz olarak kaydedildi. çünkü o dönemde Rusya büyük bir reji değişimi içindeydi.

O günden sonra bu olay üzerine bir çok teori gelişti. Öncelikle bazı bilim adamları bu patlamanın aslında bir kara delik olduğunu, dünyanın içinden geçerek kaybolduğunu düşündü. Bazı kişiler ise taşın atmosferde parçalandığını düşündü. Kimileri ise durum bambaşkaydı. Onlar uzaylıların dünyaya zor bir iniş yaptığını sonra gemilerini tamir ederek ayrıldığını düşündü.

Bu olayın üstünü örten bir teori ise çevreden taşa ait olduğu sanılarak toplanan 100 taştan üçünün yoğunluk ve kütle bakımından Halley Kuyrulu Yıldızı'na ait olduğunu ve bu meteorun sadece bu kuyruklu yıldızdan kopan bir parça olduğunu savunmaktadır.

Fakat bu teoriler hala olayı açıklamadığı için Tunguska çözülememiş bir gizemdir...

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder